Kötü Hamdi'nin Gazetesi
Kötü Hamdi'nin Gazetesi
Kötü Hamdi, "bu hiç adil değil!" diye söylendi. "Robot köpek istiyorum!"
Kötü Hamdi'nin paraya ihtiyacı vardı. Çok ama çok ama çok para. Ailesinin paraya ihtiyacı yoktu ama bir sürü paraları vardı. Bu hiç adil değildi. Para harcamada neden bu kadar yetenekliydi de para biriktirmede bu kadar kötüydü?
Annesi babası da ona o çok istediği şeyi almayı reddediyordu.
Annesi, "bir sürü oyuncağın var" dedi.
Babası da "hiç biriyle oynamıyorsun" dedi.
Hamdi, "çünkü hepsi çok sıkıcı!" diye cevap verdi. "Robot köpek istiyorum!"
Annesi, "çok pahalı" dedi.
Babası da "çok ses çıkarıyor" dedi.
Hamdi, "ama herkesin Robot Köpeği var" diye mızmızlandı. "Ben hariç herkesin."
Kötü Hamdi, odadan çıktı. Nasıl para bulabilirdi ki? Bir dakika. Belki de Peker'i para vermesi için ikna edebilirdi. Hiç bir şey almadığı için Peker'in tonla parası vardı. Evet! Fidye almak için Peker'in tavşancıkını kaçırabilirdi. Peker'e odasının lanetlendiğini söyleyip hayalet avlamak için Peker'den para alabilirdi. Peker'i, Hamdi'nin en sevdiği kurum olan İhtiyaç Sahibi Çocuklar'a bağış yaptırabilirdi...
İçinden bekle beni Robot Köpek diyerek Peker'in odasına daldı. Harika Peker ve Titiz Taci yerde oturmuş konuşuyorlardı. Etrafları kağıt doluydu.
Peker, "odama gelemezsin" dedi.
Hamdi, "evet gelebilirim çünkü zaten içerdeyim, odan da kokuyormuş" dedi.
"Çünkü sen buradasın" diye cevap verdi Peker.
Hamdi cevap vermek istemedi.
"N'apıyorsun?"
"Hiç" dedi Peker.
"Bayan Tuhafzat'ın toplantıda dediği gibi kendi gazetemizi yazıyoruz" dedi Taci. "Taci ile Titizlik bölümümüz bile var" diye de gururlu bir şekilde ekledi.
"Boş iş yani" dedi Hamdi.
Peker, "değil" diye cevap verdi.
Hamdi, kıkırdayarak "adı ne" diye sordu.
"En İyi Dostların Meşgul Arısı" dedi Peker. "Bayan Şirin harika olduğunu söyledi"
"Peker, gazeten için harika bir fikrim var" dedi Hamdi.
Sakınarak "neymiş" diye sordu Peker.
"Gazeteni Pofuduk'un kedi kumluğunda kullanabilirsin"
"ANNEEE!" diye bağırdı Peker. "Hamdi benimle dalga geçiyor."
"Hamdi düzgün dur" diye bağırdı annesi.
Hamdi, "salak Peker, salak Peker" diyip durmaya başladı.
Peker ise çok garip bir şey yaptı. Anne diye bağırmak yerine yazmaya başladı.
Yazmayı bitirip kalemini kenara koyarken "artık herkes senin nasıl biri olduğunu bilecek" dedi Peker.
Nasıl? Nasıl?
"Gazeteyi yarın okulda satacağız" dedi Taci. "Bayan Şirin izin verdi"
Satmak? Satmak mı?
Peker'in elinden gazeteyi çekerek "ver şuna bir bakayım" dedi Hamdi.
Meşgul Arı'nın manşetini okudu;
Peker Bu Ay Dördüncü Kez Övgüyü Kazanıyor
Solucan kılıklı diye homurdandı Kötü Hamdi. Sonra da gözü diğer başlığa takıldı;
Hamdi'ye Bilgisayar Yasağı
Kardeşi Peker'e kötü davranıp salak dediği için Hamdi'nin bilgisayar oyunu oynaması yasaklandı. Meşgul Arı, Hamdi'nin dersini aldığını ve böyle davranmayı bırakmış olmasını temenni ediyor.
"Bunu cidden satacak mısın" diye sordu Hamdi. İsmi iftira olmalı. İftiradan da kötü. Herkes ne kadar aptal itici bir kardeş olduğunu sanacak. Hatta Peker'in bu yalanlarına inanacaklar.
Sonra Kötü Hamdi'nin aklına bir anda parlak bir fikir geldi. Kendi gazetesini yazacaktı. Herkese satıp zengin olacaktı! Adını Saatlik Havadis koyar tanesini 25 kuruşa satardı. Günde yedi seri yazsa ve hepsini 500 kişiye satsa aşağı yukarı... Matematiği o kadar iyi olmasa da tonla para kazanırdı!!!!
Öte yandan günde yedi tane gazete yazmak çok fazla iş gibiydi. Çok ama çok fazla. Günlük Bildiri olsa iyi olurdu. Daha pahalıdan satar ve daha az çalışırdı. Evet!
Hmmm Belki de Haftanın Sesi daha iyi olur. Hayır, Aylık Müjde. Belki de Mor El Sözcüsü. Sözcü! Ne güzel bir isim!
Peki gazetesinde ne olacaktı? Haber tabii ki. Hamdi'nin başarılarıyla dolu bir gazete. Magazin, bulmaca ve spor da olmalı.
Önce güzel bir başlığım olması gerek diye düşündü Kötü Hamdi.
Solucan Peker nasıl olur? Çekici ama klişe. Herkes Peker'in öyle olduğunu biliyor diye düşündü Hamdi. Okuyuculara bilmedikleri neyi anlatabilir ki?
Ne de olsa haberlerin doğru olmasına gerek yok değil mi? Haber olsun yeter işte. Yep yeni haberleri vardı!
Peker Hapse Düştü
Dünyanın en çirkin kardeşi solucan olmaktan suçlu bulundu ve hapse atıldı. Üç yıl boyunca su ve ekmek ile beslenmeye mahkum edildi. Sözcü gazetesi, "on yıl olmalıydı" diyor.
Gizli Kulüpün Çöküşü!!!
Gizli kulüp çöktü. Susan, "Makbule sürekli herkese emir veren ve o kadar yaşlı ve huysuz biri ki artık kimse kulübünde bulunmak istemiyor" dedi. Gürsel; "güle güle asık surat."
Tamam, haber kısmını hallettik. Şimdi sıra magazinde. İyi de ne magazini? Skandal bir olay ne olabilir ki? Ne yazık ki Kötü Hamdi'nin böyle hiç böyle bir söylenti bilmiyordu. Magazine bölümüne yine de bir şeyler yazmak lazımdı...
Bayan Tuhafzat'ın Bikini Şoku
Bayan Tuhafzat yeni aldığı noktalı sarı bikinisiyle sokaklarda dolaşırken görüldü. Onun gibi bir öğretmenin böyle davranması doğru mu?
Tuvalet Terörü Mağduru Öğretmen
Dün erkekler tuvaletinden korkunç çığlıklar yükseldi. Bayan Böğürtlen Savaşbaltası, "imdat! İmdat! Tuvalette bir canavar var" diye çılgınca bağırıyordu. "Korkunç kıllı pençeleri ve üç başlı bir canavar!!"
Bilin Bakalım Kim?
Hangi yüzme öğretmeni ıslak bir şekilde yaşlı Savaşbaltası ile cha-cha-cha dansı yaparken görülmüştür?
Bayan Şirin'in Burun Karıştırma Skandalı
Tanrım, Bayan Leyla Şirin burnunu karıştırıyor.
Peker, "sınıfta burnunu karıştırırken gördüm" diyor. "Kendi burnunun olduğunu isterse karıştırabileceğini" söyledi diyerek de ekliyor.
Bitli Hemşire Bitengül!
Bitengül Mor, Böcek Kaşifi geçen hafta bitli diye okuldan eve gönderildi. Oley! Artık böcek avı olmayacak!
Bu kadar magazin yeter diye düşündü Hamdi. Başka neler yapabiliriz...? Biraz da spor koyarsa bu iş tamamdır. Yarınki baskıya komik bir hikaye de ekleyebilir; Sidikli Peker'in Maceraları. Bir de soru:
Okulda pantolonu en kötü kokan kimdir?
A. Peker
B. Makbule
C. Suzan
D. Hepsi!
Oley! Zengin olacağım. Zengin zengin zengin!
Ertesi sabah Hamdi erkenden okula gitti. Koca bir yığın gazeteyi çekiştirerek oyun alanına girerken içinden Robot Köpek ben geliyorum dedi kendi kendine. Sonra durdu. Çok kötü bir şey gördü. Huysuz Makbule ve Aksi Suzan oyun alanının ortasında durmuş ellerinde bir kağıt sallıyorlardı.
"Bakmakla olmaz, alın okuyun. Makbule, okul futbol takımının kaptanı oldu" diye bağırıyordu Huysuz Makbule. "Günlük Posta'nızı alın. Sadece 25 kuruş!"
Nasıl bir taklitçi diye düşündü Hamdi kendi kendine. Çıldırmıştı.
"Kim böyle bir şey okumak istesin ki" diye aşağıladı Kötü Hamdi.
"Herkes" diye cevap verdi Suzan.
Kötü Hamdi hemen bir tane aldı.
Makbule, "borcun 25 kuruş Hamdi" dedi.
Hamdi oralı olmadı. Başlığı okudu.
Makbule Kazanıyor
Okul tarihindeki en iyi futbolcu olan Makbule, kaptan olabilmek için zayıf rakibini dövdü! Aferin Makbule! Bayan Tuhafzat bu muhteşem haberi duyurunca herkes saatlerce kutladı. Makbule Günlük Posta'ya özel bir röportaj verdi:
"Benim kadar inanılmaz olmak zordur." "Kokuşmuş gıcık Hamdi başta olmak üzere bir sürü kıskanç insan var."
Makbule'nin gazetesini buruşturarak "tam bir çöp yığını" dedi Kötü Hamdi.
"Müşterilerimiz öyle düşünmüyor" diye cevap verdi Makbule. "Tam bir servet yapıyorum. Bir bakmışsın herkesten önce Robot Köpek sahibi olmuşum. Sen de öylece bakarsın."
"Göreceğiz" dedi Kötü Hamdi. "Tuvalet Teröründeki Öğretmen! Yazıyor! diye bağırdı. "Bütün haberler ve magazinler yazıyor". Sadece 25 kuruş."
"Yazıyor! Yazıyor!" diye bağırdı Makbule. "Gelin gelin! Sadece 24 kuruş."
"Meşgul Arı satın alın" diye bağırdı Peker de. "Sadece 5 kuruş."
Kaba Recai bir tane aldı. Şaşkın Dilaver ve Neşeli Coşkun da aldı. Tembel Latife, Makbule'ye yaklaştı.
"Latife, o çöpü sakın satın alma" diye bağırdı Hamdi. Hamdi, Latife'nin kulağına "en iyi haberler ve magazinler bende" diye fısıldadı.
Latife şaşırıp Hamdi'ye 25 kuruş verdi.
"Onu dinleme" dedi Makbule.
"Meşgul Arı'yı satın al" dedi Harika Peker.
"Makbule, Hamdi senin hakkında ne yazmış gördün mü" diye sordu Muhteşem Gökhan.
Bir tane gazete alarak "ne" diye sordu Makbule.
Şok Futbol Haberleri
Hamdi takım kaptanı seçilmediği için herkes şok içindeydi.
"Bu delilik" dedi Dilaver.
"Çok iğrenç" dedi Songül.
Gazete Hamdi'den özel bir röportaj alabildi.
Hamdi: "Beni kaptan yapmamak, havuç burunlu yaşlı Savaşbaltası'nın ne kadar salak olduğunu gösteriyor"
Diyoruz ki: Hamdi'yi tekrar kaptan yapın!
"Ne" diye bağırdı makbule. "Dilaver ve Songül böyle bir şey demedi bile"
Huysuz Makbule'ye ters bir şekilde bakıp "akıllarından öyle geçirdiler" dedi Hamdi.
Huysuz Makbule de Kötü Hamdi'ye kızgın bir şekilde baktı. Hamdi, Makbule'nin saçını çekmek için uzandı. Makbule de Hamdi'nin bacağına tekme atmaya çalıştı. Bir anda Bayan Tuhafzat oyun alanına geldi. Yanında elinde defteri olan, takım elbiseli, inatçı tüpli bir adam vardı. Bayan Savaşbaltası ve Bayan Şirin de arkalarındaydı. Kendilerine doğru yaklaşınca işte, yeni müşteriler geldi diye düşündü Kötü Hamdi.
"Okul gazetenizi alın" diye bağırdı Hamdi. "Sadece 50 kuruş."
"Yazıyor! Yazıyor!" diye bağırdı Makbule de.
"Gelin gelin!" "50 kuruş."
"Meşgul Arı alın" diye bağırdı Peker. "Sadece 5 kuruş."
"Şuna bak" dedi garip adam.
"Burada neyimiz var Bayan Tuhafzat?"
Bayan Tuhafzat cevap verdi. "En iyi öğrencilerimizden üç tanesi ne kadar girişimci olduklarını gösteriyorlar işte."
Kötü Hamdi kulaklarına inanamadı. En iyi öğrenciler mi? Hem Bayan Tuhafzat neden ona gülümsüyordu ki? Bayan Tuhafzat, ona daha önce hiç gülümsememişti.
"Peker, müfettişe ne yaptığınızı anlatsana" dedi Bayan Şirin.
"Okul için para biriktirebileyim diye kendi gazetemi yazdım" dedi Harika Peker.
Müfettiş gülümseyerek "bu oldukça etkileyici Bayan Tuhafzat" dedi. Peki ya sen genç adama diye ekledi Hamdi'ye dönerek.
"Ben İhtiyaç Sahibi Çocuklar için gazete satıyorum" dedi Kötü Hamdi. Robot Köpeğe ihtiyacı olan çocuklar diye geçirdi içinden. "Kaç tane almak istiyorsunuz?"
Müfettiş 50 kuruş uzatıp bir tane aldı.
Okumaya başlayıp "okul gazetelerini çok severim" dedi. "Okulda olup bitenler hakkında çok şey öğreniyorsunuz."
Müfettiş bembeyaz kesildi ve Bayan Tuhafzat'a döndü.
"Noktalı sarı bikini hakkında bir şey biliyor musun" diye sordu müfettiş.
"Noktalı... sarı... bikini... mi" dedi Bayan Tuhafzat.
"Cha cha cha da ne" diye sordu Bayan Savaşbaltası.
"Burun karıştırmak mı?" dedi Bayan Şirin.
Sonrasında Bayan Tuhafzat'ın ofisine giden Kötü Hamdi, "iyi de herkesin bildiği şeyleri yazmanın ne anlamı var ki" dedi "Haberler haber olmalı."
Yarının baskısını bekleyin....
Kaynak: Horrid Henry's Newspaper from Horrid Henry Robs The Bank by Francesca Simon
Ay hamdi ne kadar şımarıksın seni gebertirm bak
YanıtlaSil