Yeni Nükleer Çağ
Yeni Nükleer Çağ
Bomba kullanma tehditleri ile Putin, nükleer düzeni bozdu. Vladimir Putin, bir nükleer saldırı ihtarıyla Ukrayna’nın işgalini yüz gün önce başlattı. Müdahalede bulunması için desteklenen ülkeleri, Rusya’nın nükleer cephaneliğini överek ve Ukrayna’nın işgalini gösterip “hayatınızda görmediğiniz şekilde” sonuçlarıyla karşılaşacaklarını söyleyerek tehdit etti. Rusya televizyonu ise o günden sonra izleyicileri Armageddon muhabbetiyle provoke edip durdu. Putin, Ukrayna’da hiç nükleer bomba kullanmasa bile yine de böylelikle nükleer düzeni alt üst etmiş oldu.
NATO ise Putinin tehditlerinden sonra, sunmaya hazırladıkları desteği Rusya’nın konvansiyonel askeri harekatının ayak seslerinde boğulmaktan daha da endişe verici olan iki tane açıklamayla sınırlandırdı. İlki, dünyaya Ukrayna’nın gözünden bakan savunmasız devletler nükleer silahlı bir düşmana karşı en iyi savunmanın kendi silahlarına sahip olmak gerektiğini anlayacaktır. İkincisi ise, diğer nükleer silahlı ülkelerin Putin’in taktiklerini kullanarak kazanacaklarına inanması. Öyleyse muhakkak birileri tehditlerini bi yerden sonra gerçeğe dönüştürecek. Bu savaşın bıraktığı çarpıcı iz bu olmamalı.
Nükleer tehlike işgalden önce de büyüyordu. Kuzey Kore'nin düzinelerce savaş başlığı var. Bu hafta BM, İran,ın ilk bombası için yeterince zenginleştilmiş uranyumu olduğunu söyledi. Yeni başlayan antlaşma Rusya ve Amerika'nın kıtalar arası balistik füzelerini 2026'ya kadar sınırlandırsa da nükleer torpidolar gibi silahları kapsamıyor. Pakistan hızlı bir şekilde cephaneliğine katıyor. Pentagon, Çin'in nükleer gücünü modernize edip genişlettiğini söylüyor.
Bütün bu yayılma, nükleer silah kullanımı sınırlandıran ahlaki caydırıcılığın azaldıpını gösteriyor. Hiroshima ve Nagasaki unutuldukça insanlar, Putin'in muharebe sahasına atabileceği türden ufak bir silahın patlamasının nasıl bütün bir şehrin o derece yok oluşuna doğru gidebileceğini anlayamıyor. Amerika ve Sovyetler Birliği yalnızca iki taraflı bir nükleer anlaşmazlık ile uğraştılar. Barışı sürdürmek için çabalayan çoğu nükleer güç buna karşı yeterince endişe duymuyor.
Ukrayna'nın işgali de buna dahil. Putin blif yapıyor bile olsa, yaptığı tehditler nükleer olmayan devletere verilem güvenlik garantilerini yavaş yavaş tüketiyor. Ukrayna, 1994'te Rusya, Amerika ve Britanya'dan saldırıya uğramayacağı taahütü karşılığında topraklarındaki eski Sovyet nükleer silahlarından feragat etti. Rusya, 2014'te Kırım'ı ilhak ederek ve Donbastaki isyancıları destekleyerek bu vaati bozmuş oldu. Oldukça tarafsız olan Amerika ve Britanya da vaatlerini bozdu.
Bu, savunmasız devletlere nükleer güçbulundurmaları için bir sebep daha oluşturuyor. İran, nükleerden vazgeçmenin kendisine kalıcı bir güven kazandırmayacağı için şuan nükleere sahip olmanın geçmiştekinden daha az soruna sebep olacağı sonucuna varabilir. İran bir bomba test etseydi Sudi Arabistan ve Türkiye nasıl karşılık verirdi. Halihazırda silahlanmayı bilen Güney Kore ve Japonya, daha tehlikeli bir dünyada Batının kendilerini koruyacağı taahütüne bundan sonra daha az inanacaklardır.
Putin'in nükleer tehdit uygulaması artik daha da bunaltıcı. İkinci Dünya Savaşı sonrası yıllarda nükleer güçler, muharabede nükleer silah kullanmayı düşündü. Fakat geçen yarım yüzyılda bu tür uyarılar yalnızca kitle imha silahlarını kullanmakla tehditler savuran Iraq ve Kuzey Kore gibi ülkelere karşı uygulandı. Putin ise farklı çünkü nükleer tehditlere işgalci güçlerin geleneksel bir savaşı kazanması için başvuruyor.
Ve işe yaramış gibi gözüküyor. Doğru, NATO'nun Ukrayna'ya desteği şimdiye kadar beklenen daha kararlıydı. Fakat NATO, uçak gibi "saldırı" silahlarını sevk etmede tereddüt etti. Çok sayıda silah göndermiş olmasına rağmen bu hafta Amerika başkanı Joe Biden, Rusya içlerini vurabilecek füzelerin temininden vazgeçti. NATO'daki diğer ülkeler Ukrayna'nın Rusya ile anlaşmasını düşünüyor gibiler çünkü Putin'i yenilgiye uğratmak onu korkunç sonuçlar doğurabileceği bir köşeye sıkıştırabilir.
Bu mantık tehlikeli bir emsal teşkil ediyor. Çin, adanın hala Çin toprağı olduğunu ileri sürerek Tayvan'a saldırırsa benzer şartları zorla kabul ettirebilir. Diğer devletler de muharebe için daha fazla silah toplayabilir. Bu, silahsızlanma için uğraşılacağını tahüt ettikleri Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması'nı kaale almamak demek.
Putinin verdiği zararı gidermek zor olucak. 86 ülke tarafından desteklenen ve geçen sene yürürlüğe giren Nükleer Silahların Yasaklanması Antlaşmas bunların lağıv edilmesini istiyor. Toplu silahsızlanma mantıklı gelse de halihazırda silahlı ülkeler korunmasız halde kalmaktan korkuyor.
Titiz bir silah kontrol tahkiki daha mantıklı. Rusya ihtiyatlı olabilir ama maddi olarak sıkıntılı. Nükleer oldukça maliyetli ve Rusya geleneksel kuvvetlerini revize etmek zorunda. Amerika, Rus kesintileri karşılığında güvenliğinden ödün vermeksizin yerleşik füzelerini emekliye ayırabilir. Her iki taraf da geleneksel bir çatışmada nükleer komuta, kontrol ve muhabere altyapısına kullanmama gibi teknik önlemler konusunda anlaşmaya varabilir. Nihayetinde amaç Çin'i dahil etmek olmalı.
Putin'in nükleer planları işe yaramazsa, Ukrayna'yı vurmama teminatı ile başlayan bu müzakereler daha kolay olacak. Joe Biden, Amerikanın bu hafta herhangi bir hazırlık faliyeti tespit etmediğini yazdı. Fakat Kremlin ile muhattap olan Çin, Hindistan, İsrail ve Türkiye gibi ülkeler, mazallah Rusya'nın cidden bir nükleer silah kullanması hakkındaki endişeleri konusunda Putin'i uyarmalı.
Ukrayna'yı bir nükleer saldırıdan korumak şart ama yeterli değil. Dünyanın geri kalanı da Putin'in 2014'te olduğu gibi şuan yaptığı saldırgan davranışından muvaffak olmadığından emin olmalı. Taktiğinin bir kez daha işe yaradığına inanırsa ilerde daha fazla nükleer tehdit ortaya çıkaracak. Putin NATO'nun gözünün korkutulabileceği sonucuna varırsa vazgeçmesi için ikna etmek daha zor olacak. Diğerleri ise Putin'den bir ders çıkaracak. Bu yüzden Ukrayna'nın gelişmiş silahlara, ekonomik desteğe ve Putin'in ordusunu geri çekilmeye zorlamak için Rusya'ya yaptırım uygulanmasına ihtiyacı var.
Bunu yalnızca geçici Avrupa muharebesi olarak gören ülkeler kendi güvenliklerini ihmal ediyor. Barış adına, onurunu kaybetmiş bir düşmanla kazanamayacağı bir savaş batağına düşmekten kaçınmak için Ukrayna'nın Rusya ile hemen bir ateşkes yapması gerektiğini savunanlar ise daha yanlış bir şekilde düşünemezler. Putin NATO'nun kararlı olmadığını düşünseydi Rusya tehlikeli olmaya devam ederdi. Putin, nükleer tehditlerinin yenilgi ve ya itibar kurtarma çıkmazından farkı olduğuna ikna edilirse Rusya her zamankinden daha tehlikeli olabilir.
https://www.economist.com/leaders/2022/06/02/a-new-nuclear-era